Düzensiz Rejim Nerededir? Haritada Değil, Alışkanlıklarımızın Tam Ortasında
Şunu en baştan söyleyeyim: düzensiz rejim bir ülkenin sınırlarıyla, bir başkentin koordinatlarıyla sınırlı değildir. Düzensiz rejim; gündelik hayatımızda normalleştirdiğimiz küçük keyfiliklerin, görmezden gelinen ihlallerin, “idare ediverelim” cümlesinin üst üste birikmesiyle büyür. Bu yazı tartışma çıkarsın istiyorum; çünkü “Düzensiz rejim nerededir?” sorusunun cevabı, yalnızca bir yer adı değil, bir alışkanlıklar bütünüdür. Eğer bunu konuşmazsak, düzensizliğin sesi yükselir, düzenin sesi kısılır.
Tanımın Bulanıklığı: “Düzensiz” Neyi Saklıyor?
“Düzensiz” sözcüğü bazen bize masum görünür: geçici aksaklık, ufak tefek eksik. Oysa düzensiz rejim tam da bu kelime oyunlarının ardında güç toplar. Kuralların yazılı olduğu ama uygulanmadığı, kurumların var olduğu ama bağımsız olmadığı, liyakatin konuşulduğu ama atamaların kulislerde yapıldığı bir iklimden söz ediyoruz. Bu iklimde yasa ile talimat, kamu yararı ile kişisel çıkar, şeffaflık ile sis perdesi birbirine karışır. “Düzensiz rejim nerededir?” sorusunun ilk cevabı: tanımların bulanıklaştırıldığı yerde.
Hukukun Gölgesi Kısaldığında: Kural Var, Güvence Yok
Düzensiz rejim, hukuku yok etmek zorunda değildir; çoğu zaman yok saymak yeterlidir. Bağımsız yargı yerini öngörülemez kararlara bıraktığında, denetim mekanizmaları “göstermelik” işlediğinde, idarenin takdir yetkisi bir muafiyet tüneline dönüştüğünde, yurttaşın hakkı bir dilekçe formuna sıkışır. Kuralın olduğu ama güvencenin olmadığı bu ara bölgede, hak aramak kum saatine karşı yarışmaktır. Düzensiz rejim nerededir? İtirazın prosedüre, adaletin tesadüfe dönüştüğü yerde.
Kurumsal Kapılar Aralanırken: Şeffaflığın Yerine Sis
Bir ülkede bütçeler okunuyor ama anlaşılmıyor, ihaleler ilan ediliyor ama rekabet etmiyor, raporlar yayınlanıyor ama veriye erişilmiyorsa; orada kurumsal sis var demektir. Sis, sadece görünürlüğü azaltmaz; sorumluluğu da dağıtır. Kim yaptı? Nasıl oldu? Neden böyle? Sorular cevapsız kalır, sorumlular kalabalığa karışır. Düzensiz rejim nerededir? Hesap verebilirliğin “yük” sayıldığı, kamu bilgisinin “ayrıcalık”a çevrildiği yerde.
Ekonomide İşaretler: Keyfiliğin Prim, Öngörülebilirliğin Ceza Olduğu Pazar
Piyasada kuralın değeri belirsizlik azaldıkça artar. Eğer yatırımcı takvim yerine söylenti, standart yerine istisna, kanıt yerine bağlantı izliyorsa; burada düzen değil, ilişkiler ağı çalışıyordur. Fiyatlar tebliğlerle, beklentiler dedikodularla, planlar “yarın değişebilir” cümlesiyle yönetiliyorsa; düzensiz rejim, kasanın ve sözleşmenin içine çoktan girmiş demektir. Düzensiz rejim nerededir? Öngörülemezliğin kâr modeline dönüştüğü yerde.
Medya, Algı ve Dikkat Ekonomisi: Ses Var, Yankı Odağında
İfade özgürlüğü, yalnızca konuşabilmek değil; duyulabilmektir. Medya tekelleştiğinde, platform algoritmaları eleştirel sesi görünmez kıldığında, yurttaşın gündemi “acil ama önemsiz” başlıklarla doldurulduğunda, eleştirel zihin körelir. “Herkes konuşuyor” hissi, herkesin bir yankı odasında konuşması gerçeğini örter. Düzensiz rejim nerededir? Çokluğun gürültüsünün çoğulluğun yerini aldığı yerde.
Güvenlik Anlatısının Gölgesi: Olağanüstünün Sıradanlaşması
Düzensiz rejim, çoğu kez “güvenlik” dosyasında meşruiyet arar. Sürekli alarm hali, sürekli istisna, sürekli “bu kez farklı” gerekçesi… Olağanüstü halin rutine dönüşmesi, yurttaşın haklarını bir geçici ipotek gibi görmesine yol açar. Düzensiz rejim nerededir? Güvenlik kalkanının, hesap sorulamazlığın zırhına dönüştürüldüğü yerde.
Zayıf Noktalar: Düzensizlik Neden Çöker?
Düzensiz rejim kısa vadede çeviklik illüzyonu yaratır; fakat orta vadede koordinasyon maliyetleri patlar. Kuralı esnetmek kolaydır; tutarlılığı esnetemezsiniz. Liyakat zedelenince yetenek havuzu boşalır, kurumlar reflekslerini kaybeder, hatalar tekrar eder. Bilgi saklandıkça karar kalitesi düşer, belirsizlik büyüdükçe maliyet artar. Sonuç: verimsizlik, güvensizlik ve göç. Düzensiz rejim nerededir? Kendi çöküşünün tohumlarını ektiği her uygulamada.
Tartışmalı Noktalar: “Esneklik mi, Keyfilik mi?”
Esneklik, iyi yönetişimin parçasıdır; ancak kayıt dışı esneklik keyfiliktir. Hız, verimlilik için değerlidir; fakat denetimsiz hız kaza üretir. Pratik akıl çözümdür; ama kuralsız pratik sürdürülemez. Sorun şurada düğümlenir: Hangi esneklik, kimin yararına ve hangi dengeyle? Düzensiz rejim nerededir? Esneklik söyleminin denetimi iptal ettiği her durumda.
Harekete Geçiren Sorular: Tartışmayı Açalım
— Çalıştığınız kurumda kural ile istisna arasındaki denge nerede bozuluyor?
— Şeffaflık talep ettiğinizde aldığınız yanıtlar bilgi mi, sis mi?
— “Geçici” denilen uygulamalar ne zamandır hayatınızda kalıcı?
— Ekonomik kararlarınızda hukuk güvencesi mi, kulis bilgisi mi daha belirleyici?
— Medyada duyduğunuz ile yaşadığınız arasındaki fark neden büyüyor?
— Güvenlik söylemi hangi haklarınızı “sonra bakarız” klasörüne taşıdı?
Sonuç: Düzensiz Rejim Nerededir? Gözümüzün Alıştığı Yerde
Düzensiz rejim bir adres değil, bir alıştırmadır: kurala değil kişiye, usule değil kestirmeye, bilgiye değil söylentiye alışma. Bu yüzden yanıt sert ama basit: Düzensiz rejim, onu kanıksadığımız her yerdedir. Antidotu da aynı ölçüde nettir: şeffaf süreçler, ölçülebilir hedefler, bağımsız denetim, erişilebilir veri ve ısrarlı yurttaşlık. Tartışmayı büyütelim; çünkü düzensizlik en çok sessizlikte güçlenir. Şimdi söz sizde: Düzensizliği nerede görüyorsunuz ve ilk hangi küçük alışkanlığı değiştireceksiniz?