Zen G Nerede Doğdu? Bir Antropoloğun Kültürler Arası Yolculuğu Dünyayı anlamanın en güzel yolu, onun hikâyelerini dinlemektir. Her kültür, kendi ritüelleriyle, sembolleriyle ve sessiz anlam katmanlarıyla konuşur. Benim için bu yolculuk, bir antropoloğun merakla bakan gözlerinden başlar. Bu yazıda, “Zen G nerede doğdu?” sorusuna yalnızca tarihsel bir yanıt değil, aynı zamanda kültürel bir yorum getireceğiz. Çünkü Zen, yalnızca bir felsefe değil; bir yaşama biçimi, bir sessizlik dili ve insanlığın derin anlam arayışının simgesidir. Zen’in Kökleri: Kültürel Bileşimden Doğan Bir Felsefe Zen kavramı, Sanskritçe’deki Dhyāna (derin düşünme, meditasyon) kelimesinden türemiş, ardından Çince’de Ch’an, Japonya’da ise Zen adını almıştır. Dolayısıyla Zen’in doğum…
Yorum BırakYolculuk Hikayeleri Yazılar
Türk Kültüründe Konar Göçerlik Nedir? Bir Tarihçinin Gözünden Geçmişe Yolculuk Geçmişin tozlu yollarında yürürken, bir tarihçi olarak her izde insanın yaşam biçimini, doğayla kurduğu bağı ve kültürel direncini görürüm. Türk tarihine baktığımızda, karşımıza çıkan en belirgin yaşam biçimlerinden biri konar göçerliktir. Bu sadece bir yer değiştirme değil, bir yaşam felsefesidir. Bozkırın rüzgarıyla şekillenen bu kültür, hareketi, çevikliğini ve dayanıklılığı temel alan bir dünya görüşünü temsil eder. Konar Göçerlik: Kökleri Bozkıra Dayanan Bir Yaşam Biçimi Türklerin tarih sahnesine çıkışıyla birlikte konar göçerlik kültürü, Orta Asya bozkırlarında filizlenmiştir. Bu yaşam biçimi, hayvancılıkla geçinen, mevsimsel olarak otlaklara ve su kaynaklarına göç eden toplulukların…
Yorum Bırakİtiraf: “Kamus kimin eseri?” diye sorulduğunda aklıma ilk gelen isim Şemseddin Sami. Çünkü Türkiye bağlamında “Kamus” dendi mi, gönüllerin baş köşesine oturan eser çoğu kez Kamus-ı Türkî ve onun mimarıdır. Bir sözlük yalnızca kelime tanımlar mı? Yoksa bir toplumun hafızasını, sesini ve geleceğe yazdığı notları da mı taşır? Bugün, “Kamus kimin eseri?” sorusunu bir biyografi meselesi gibi değil, dilin kökleriyle bugünü ve yarını birleştiren bir yolculuk olarak konuşalım. Çayınızı kapın; dost sohbetinde açılan meraklı bir sayfa gibi, Kamus’un izini birlikte sürelim. Kamus Kimin Eseri? Kalbinde Şemseddin Sami Var “Kamus” sözcüğü Osmanlıca ve Arapça geleneğinde “sözlük” demektir; ama Türkiye’de bu sorunun…
Yorum BırakGeleceğe Doğru Bir Bakış: Kamerun’un Meşhurluğu Nereden Nereye Evrilecek? Kamerun denince aklımıza genellikle futbol, kahve ve doğal zenginlikler gelir. Fakat gelin dürüst olalım; bu ülke sadece “şu anki meşhurluklarıyla” sınırlı kalmayacak kadar potansiyele sahip. Geleceğin dünyasında Kamerun, yalnızca Afrika’nın kalbinde değil, küresel yenilik ağının da tam ortasında yer alabilir. Peki bu nasıl olacak? İşte tam da bu noktada, hem stratejik hem insani tahminlerle geleceğin Kamerun’unu konuşmaya başlayalım. Kamerun Bugün Neyiyle Meşhur? Kamerun, “Afrika’nın minyatürü” olarak anılır çünkü kıtanın neredeyse bütün coğrafi çeşitliliğini içinde barındırır. Tropik ormanlardan sahil şeridine, dağlardan savanlara kadar uzanan bu zenginlik, ülkeyi hem biyolojik hem kültürel anlamda…
Yorum BırakMemur Geçici Görev Yolluğu Ne Kadar? Tarihsel Çizgi, Güncel Tutarlar ve Tartışmalar Bir tarihçinin not defterine düşülen ilk cümle şudur: Devletler hareket ettikçe insanlar da hareket eder. Seferden modern hizmet içi görevlere uzanan bu hareket, kimi zaman bir dilekçe, kimi zaman bir geçici görevlendirme emridir. Yolculuğun bedeli—konaklama, yemek, ulaşım ve zaman—yüzyıllardır kamu maliyesinin tartıştığı ortak bir paydadır. Bugün “geçici görev yolluğu” dediğimiz bu ödeme, geçmişin iaşe ve menzil düzeneklerinden süzülerek günümüze gelir; modern hukukta ise net bir çerçeveye sahiptir. Hukuki Çerçeve: Harcırahın Unsurları ve Yolluğun Yeri Türkiye’de geçici görev masrafları 6245 sayılı Harcırah Kanunu ile düzenlenir. Kanun, harcırahı dört unsurdan…
Yorum BırakIsıya Dayanıklı Gres Hangisi? Edebiyatın Ateşle Sınanan Dayanıklılığı Üzerine Kelimelerin Yağladığı Dişliler: Bir Edebiyatçının Girişi Bazı sorular teknik görünür, ama içinde insanın en derin anlam arayışlarını taşır. “Isıya dayanıklı gres hangisi?” sorusu da ilk bakışta bir mühendislik merakı gibi görünür. Ancak bir edebiyatçının gözünden bakıldığında bu, aslında sabrın, direncin ve içsel dayanıklılığın sembolüdür. Çünkü edebiyat, tıpkı makineler gibi, sürekli sürtünmeyle çalışır. Karakterler çatışır, duygular ısınır, kelimeler yanar. Ve o noktada, “dayanıklılığı” belirleyen şey, kullanılan “gresin” kalitesidir — yani anlatının özü, ruhun direnci. Gresin Edebî Karşılığı: Direnç ve Devamlılık Gres, bir makinenin kalbinde dolaşan sabır gibidir. Yüksek ısıya dayanıklı gres, metalin…
Yorum BırakGüllü’nün Eski Eşi Kim? Siyaset Bilimi Perspektifinden Güç İlişkileri ve Toplumsal Düzen Güç İlişkileri Üzerine Bir Siyaset Bilimcisinin Düşünceleri Siyaset, sadece devletler arasındaki ilişkilerden ibaret değildir; aynı zamanda toplumsal düzeydeki güç dinamiklerinin, bireylerin ve grupların etkileşiminin incelenmesidir. Güç, yalnızca fiziksel kuvvet veya ekonomik güce dayalı değildir; aynı zamanda ideolojik, kültürel ve sosyal boyutları da içerir. Bu bağlamda, toplumsal ilişkilerdeki güç dengesizlikleri, bireylerin kimliklerini, rollerini ve haklarını belirler. Güllü’nün eski eşi kim sorusunu sorarken, aslında yalnızca bir bireyin özel hayatına dair bir bilgiyi aramıyoruz. Bu soru, toplumsal cinsiyet, güç ilişkileri, iktidar yapıları ve vatandaşlık hakları gibi geniş bir yelpazede bir inceleme…
Yorum BırakDüzensiz Rejim Nerededir? Haritada Değil, Alışkanlıklarımızın Tam Ortasında Şunu en baştan söyleyeyim: düzensiz rejim bir ülkenin sınırlarıyla, bir başkentin koordinatlarıyla sınırlı değildir. Düzensiz rejim; gündelik hayatımızda normalleştirdiğimiz küçük keyfiliklerin, görmezden gelinen ihlallerin, “idare ediverelim” cümlesinin üst üste birikmesiyle büyür. Bu yazı tartışma çıkarsın istiyorum; çünkü “Düzensiz rejim nerededir?” sorusunun cevabı, yalnızca bir yer adı değil, bir alışkanlıklar bütünüdür. Eğer bunu konuşmazsak, düzensizliğin sesi yükselir, düzenin sesi kısılır. Tanımın Bulanıklığı: “Düzensiz” Neyi Saklıyor? “Düzensiz” sözcüğü bazen bize masum görünür: geçici aksaklık, ufak tefek eksik. Oysa düzensiz rejim tam da bu kelime oyunlarının ardında güç toplar. Kuralların yazılı olduğu ama uygulanmadığı, kurumların…
Yorum Bırak7440 Başvuru Süresi Uzatıldı mı? Bir Ailenin Borçla, Umutla ve Yeniden Başlama Hikâyesi Hayatın içinden bir hikâye anlatmak istiyorum size… Belki siz de bu hikâyede kendinizden bir parça bulacaksınız. Çünkü vergi yapılandırması denilen şey aslında sadece rakamlar, kanun maddeleri ve resmi gazetelerle ilgili değil. O, bazen bir evin içinde konuşulmayan cümleler, bazen umutla beklenen bir tarih, bazen de yeniden başlama cesaretidir. Bir Borç Hikâyesi: Ahmet ile Elif’in Umut Yolculuğu Ahmet, kırklarının sonunda, küçük bir işletme sahibi. Yıllardır emek vererek kurduğu dükkânı pandemiyle birlikte sarsılmış, satışlar düşmüş, borçlar birikmişti. Elif ise öğretmen… Dünyaya çocuklarının gözlerinden bakan, sabırlı ve empati dolu bir…
Yorum BırakGörme Olayı Nasıl Gerçekleşir Fizyoloji? Gözden Zihne, Gerçeklikten Anlama Doğru Felsefi Bir Yolculuk Giriş: Bir Filozofun Merakıyla Görmek Üzerine Bir filozof için “görmek” sadece biyolojik bir olay değil, varlığın anlaşılma biçimidir. Işık, retina, sinir hücreleri… Fizyoloji açısından bunlar görme olayının parçalarıdır. Ancak felsefi açıdan soru daha derindir: Gördüğümüz şey gerçekten orada mı, yoksa zihnimizin bir inşası mı? İşte bu yüzden “görme olayı nasıl gerçekleşir” sorusu, sadece bilimin değil, aynı zamanda etik, epistemoloji ve ontoloji gibi felsefi alanların da merkezinde yer alır. Görmek, bilmekle; bilmek, var olmakla; var olmak ise anlamla iç içe geçmiştir. Peki, göz sadece ışığı mı algılar, yoksa…
Yorum Bırak